Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016’daki darbe teşebbüsünden sonra örgütün TSK imamı Adil Öksüz’ün kaçmasını sağladığı gerekçesiyle tutuklanan Cihat Yıldız hakkında, “silahlı terör örgütü kurma ve yönetme” ile “başkasına ilişkin kimlik yahut kimlik bilgilerinin kullanılması” hatalarından 28 yıl 6 aya kadar mahpus cezası istemiyle dava açıldı.
SORUŞTURMA TAMAMLANDI
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, FETÖ’nün firar ve aktüel yapılanması içerisinde faaliyet gösteren şahıslara yönelik çalışmalarda, Beylikdüzü İlçe Emniyet Müdürlüğü’nün uygulama noktasında durdurulan araçtan kaçmaya çalışırken yakalanan ve çıkarıldığı hakimlikçe tutuklanan sanık Cihat Yıldız hakkında yürütülen soruşturmayı tamamladı.
ÖRGÜTE İLİŞKİN KURULUŞLARDA KAYDI VAR
Soruşturma sonucunda hazırlanan iddianamede, sanık Cihat Yıldız’ın Bank Asya’daki hesabında 17-25 Aralık yargısal darbe teşebbüsünden sonra 83 bin 736 lira artış olduğu ve örgüte ilişkin çeşitli kuruluşlarda kaydı bulunduğu belirtildi.
ÜST SEVİYE YÖNETİCİLERLE İRTİBATI TESPİT EDİLDİ
Sanık Yıldız’ın telefonunda örgüt mensuplarınca kullanılan kriptografik haberleşme sistemlerinden “Kakao” ve “ByLock” tespit edildiği belirtilen iddianamede, terör örgütünün üst seviye yöneticilerinden Mehmet Hanefi Sözen ile irtibatının bulunduğu tabir edildi.
GİZLİ ŞAHİDİN TABİRLERİNE İDDİANAMEDE YER VERİLDİ
İddianamede, FETÖ’nün kelamda hava kuvvetleri yapılanmasında askerlerden sorumlu sivil öge olarak vazife yapan ve şahit muhafaza kararlarından yararlanan “Aksiyon” isimli kapalı şahidin, 27 Mart 2018’de verdiği tabirinde sanık Cihat Yıldız hakkında anlattığı sözlere yer verildi.
Gizli şahit beyanında, Adil Öksüz’ün kendi konutuna geldikten 3-4 gün sonra “Bahadır” kod isimli olarak bildiği sanık Cihat Yıldız’ın da geldiğini, Öksüz ve Yıldız’ın kendisinin duymayacağı halde öteki odada konuştuklarını aktardı.
“ADİL ÖKSÜZ’Ü DİĞER BİR YERE GÖTÜRME PLANI VARDI”
Sanık Yıldız’ın birkaç gün sonra meskene tekrar geleceğini ve Öksüz’ü alacağını kendisine söylediğini kaydeden saklı şahit, şunları kaydetti:
-Bu halde Adil Öksüz’ün öbür bir yere götürülme planı yapıldığını anladım. Ağustos ayının ikinci yahut üçüncü günü Yıldız, Adil Öksüz’ü evimden götürmek üzere geldi. Adil Öksüz’ün siyah bir valiz içerisinde bulunan şahsi eşyalarını Bahadır (Cihat Yıldız) alarak
önden çıktı. Akabinde ben çıktım. Benden birkaç dakika sonra ise Adil Öksüz konuttan çıktı.
-Dışarıya çıktığımızda bizi iki farklı otomobil bekliyordu. Öndeki araçta görsem teşhis edebileceğim, Zafer ismiyle hatırladığım bir şahıs sürücü olarak bulunuyordu ayrıyeten o araca Bahadır ve Adil Öksüz bindi.
-Bahadır önde, Öksüz geride tek oturuyordu. Öndeki araç, camları sinemalı araç idi. Gerideki araca ise ben ve tekrar teşhis edebileceğim, Alper isimli, yapılanmada vazife olan şahıs bindik. Sürücülüğü Alper yapıyordu. Araçlar hareket ettikten sonra bizim bulunduğumuz araç öndeki aracın önüne geçti. O biçimde seyre devam ettik.”
Gizli şahit, Altunizade’den 15 Temmuz Şehitler Köprüsü istikametinde irtibat yolunda kendisinin araçtan indirildiğini, Öksüz’ün içinde olduğu aracın devam ettiğini anlatarak “Buradan nereye geçtiklerini bilmiyorum. O bahiste bana rastgele bir şey söylenmedi. Bu olaydan birkaç gün sonra ben Rüştü’yü gördüğümde o gün nereye gidildiğini merak ettiğimden ötürü sordum, kendisi bana eliyle ‘sus’ işareti yaparak rastgele bir şey söylemedi ve ayrıyeten bana kimseye bir şey söylememem konusunda tembihte bulundu.” sözlerini kullandı.
SANIK SUÇLAMALARI KABUL ETMEDİ
İddianamede, sanık Cihat Yıldız’ın alınan sözünde, örgütsel faaliyette bulunmadığını argüman ederek, 15 Temmuz hain darbe teşebbüsünden sonraki süreçte Adil Öksüz’le görüştüğü, tıpkı meskende kaldığı ve Öksüz’ün yurt dışına kaçırılması konusunda yardım ettiğine ait argümanları kabul etmediğini öne sürdü.
“DARBENİN OLDUĞUNU ARKADAŞIMDAN ÖĞRENDİM”
Öksüz’ü, 2010-2011 yılları ortasında tefsir konusunda verdiği sohbete katılmış olması nedeniyle tanıdığını ileri süren Yıldız, “Kendisiyle bunun dışında rastgele bir organik bağım ve bağlantım olmamıştır. Darbe günü ben esasen Bursa’ya gitmiştim. O günün akşamı 8-9 üzere İstanbul’a konutuma döndüm. Darbenin olduğunu da Ankara’dan ismini vermek istemediğim beni arayan arkadaşımdan öğrendim.” savunmasını yaptı.
Aracında yakalandığı Adem Bora’yı otostop çekerek durdurmuş olması nedeniyle tanıdığını, bunun dışında irtibatı olmadığını tez eden sanık Yıldız, şunları kaydetti:
-Örgüt içerisinde zirve yöneticisi olduğu söylenen Mehmet Hanefi Sözen’in birebir mahallede oturmamız, birebir camiyi sık sık birlikte kullanmamız ve bu süreçte ortamızda oluşan arkadaşlık ilgisinden ötürü tanırım. İkimizin eşleri de tıpkı okulda birlikte misyon yapmaktaydılar. Bu şahısla ailecek görüşmelerimiz ve bağlantımız olmuştur. Ben yeniden üstte söylemiş olduğum üzere Adil Öksüz’ün sırf tefsir sohbetine katılmış olmamdan ötürü tanıyorum.
“ADİL ÖKSÜZ’ÜN KALDIĞI MESKENE HİÇ GİTMEDİM”
Adil Öksüz’ün Ankara’dan İstanbul’a gelip Üsküdar Bulgurlu’da bir mühlet kalmış olduğu meskene hiç gitmedim. O süreçte kendisiyle irtibata geçmeyi bırakın, süreç hakkında da bilgi sahibi olmadığımı söyleyebilirim. Faal pişmanlık kararlarını biliyorum ve aktif pişmanlıkta bulunmayacağım.
İDDİANAME KABUL EDİLDİ
İddianamede, sanık Cihat Yıldız’ın “silahlı terör örgütü kurma ve yönetme” ile yakalandığı sırada ağabeyi Mustafa Yıldız’ın kimlik dokümanını ibraz ettiği gerekçesiyle “başkasına ilişkin kimlik yahut kimlik bilgilerinin kullanılması” hatalarından 17 yıldan, 28 yıl 6 aya kadar mahpusla cezalandırılması talep edildi.
Sanık Cihat Yıldız’ın İstanbul 36. Ağır Ceza Mahkemesi’nde firari olarak yargılaması süren dava evrakıyla birleştirmesi talebiyle hazırlanan iddianame, mahkemece kabul edildi.
Sanık Yıldız, ilerleyen günlerde hakim karşısına çıkacak.